DOSTLUK ÜZERİNE
DOSTLUK ÜZERİNE
Yazar: CICERO
Yayınevi: İş Bankası
Sayfa Sayısı: 53
Değerlendirme: 7/10
Hoş geldiniz, bu yazımda sizlere dostluk kavramını güzel
bir şekilde izah eden, beni yazarla tanıştıran, günümüzde olması gereken
değerleri ve insanların muhatabına nasıl davranması gerektiğinden bahseden bir
kitaptan “Dostluk Üzerine” den bahsedeceğim. Kitap tahlili ve yorumuna
geçmeden evvel yazarımızdan bahsetmek istiyorum.
“Tanrı tarafından insanlara bilgelik hariç, dostluktan iyi bir şey verildiğini sanmıyorum.”
Cicero’nun Platon’dan esinlenerek diyalog biçiminde
yazdığı kitapta Quintus Mucius Scaevola, Gaius Fannius ve bu ikisinin
kayınpederi Gaius Laelius’u konuşturuyor. Başkonuşmacı Laelius, Scipio ile dostluğundan söz ediyor
ve dostluğun mahiyeti, nasıl insanlara bahşedildiği, faydaları, sınırları
hakkında bilgece yanıtlar ve öğütler veriyor. Bahsi geçen isimleri okumak biraz
zor olsa da onlar yokmuş gibi davranınca kitap güzel bir hal alıyor.
“Kendinle konuşur gibi her şeyi konuşmayı
göze alabileceğin bir dostun olmasından daha tatlı ne var? Senin kadar
sevinecek biri olmasa iyi günlerinin anlamı olur muydu?”
Kitapta dostluğun yürütülmesinin zor olduğundan
bahsediliyordu ve dostluğa, fayda getirecek bir ilişki gözüyle bakılmaması
gerektiği vurgulanıyordu çünkü eğer fayda gözetilse fayda bittiği anda
dostluğun da bittiği anlatılıyordu. Kitabı okudukça günümüzdeki dostlukları
düşündüm çoğu dostluk çıkar ilişkisine bağlı ve bu durum iki tarafı da rahatsız
etmeyecek hale gelmiş. Hangi duruma şaşmalı bilemiyorum bu tür bir arkadaşlığın
kurulmuş olmasına mı tarafların bunu bildiği halde tepkisizce dostluklarına(!)
devam ediyor olmasına mı?
“Gerçek dostuna bakan, âdeta kendisinin bir
benzerine bakar. Bu yüzden yanımızda olmayan dostlar bile yanımızdadır,
yoksullar zengin olur ve zayıflar güçlü, söylemesi zor olsa da, ölü dostlar
bile canlı sayılır, dostların saygınlığı ve anısı öyle değerlidir ki, onlara
duyduğumuz özlem bizi terk etmez.”
Kitapta başkonuşmacı “Bir gün nefret edecekmişsin gibi
sev.” sözünden bahsediyor ve bu sözün çok yanlış olduğunu dostlukları
bozacağını, kişinin dostuyla ilgili sadece iyi şeyler düşünmesi gerektiğini
söylüyor. Ben bu konuda farklı düşünüyorum ve kendime bu konuda Peygamber
Efendimiz’i (sav) rehber alıyorum. O (sav) bir hadisi şerifinde şöyle
buyuruyor: “Sevdiğini ölçülü sev, belki bir gün düşmanın olur. Nefret
ettiğine de ölçülü davran, belki bir gün dostun olur.” Efendimizin bu sözü
gereği her şeyde olduğu gibi sevgide de ölçülü olmak gerektiğini düşünüyorum.
Ve bence belli bir ölçü konulduğunda kişinin kendine ve muhatabına olan saygısı
artıyor. Kişi kendi değerini bilerek karşısındakine olan davranışlarını
belirliyor. Kitapta dendiği gibi her koşulda iyi düşünüp çok sevmek söz konusu
olursa kişinin kendi değer ve yargılarından taviz vermesi gerekirdi.
“İnsanlar kimseyi çarçabuk sevmeye
yeltenmesin ve hak etmeyenleri hiç sevmesin.”
Genel olarak kitap güzeldi. En çok üzerinde durulan
kelime “erdem” kelimesi oldu. Erdemin dostluğu getirdiği, erdemin olmadığı
yerde dostluğunda olmayacağından bahsedildi. Paragraf içinde geçen isimler
okumayı zorlasa da kısa ama güzel bir kitaptı. Şunu da söylemeden edemeyeceğim
çok büyük bir beklentiyle okumayın öyle ahım şahım bir anlatısı ve öğretisi
yoktu ama okura farklı pencereler açan bir kitaptı. Umarım sizlerde okursunuz
ve beğenirsiniz.
Hoşça kalın…
Yorumlar
Yorum Gönder