DURUMA GÖRE BAZEN KIZILDERİLİYİM

 

DURUMA GÖRE BAZEN KIZILDERİLİYİM

 

Yazar: Sherman ALEXİE

Yayınevi: Editura

Sayfa sayısı: 250

Değerlendirme:8/10

 

Bu yazımda ABD ulusal kitap ödülü, New York Times yılın kitabı, Nappa altın kitap ödülü ve Publıshers weekly yılın kitabı gibi ödülleri bulunan bir kitaptan bahsedeceğim. 11-14 yaş grubundaki gençlere ve kendini her daim genç hisseden herkesin okuyacağı çok eğlenceli bir kitap “Duruma Göre Bazen Kızılderiliyim”.

 Yazarımız Sherman Alexie 7 Ekim 1966 yılında Washington Spokane Indian’da dünyaya geldi. Spokane kızılderilisidir. Hidrosefalik (beyinde su) ile dünyaya geldi. Doktorların yaşamaz gözüyle baktığı Alexie beyin ameliyatıyla birlikte iyileşti. Washington Reardan’daki lisede çok başarılı olan yazarımız Gonzaga Üniversitesini burslu olarak kazandı. İki yıl sonra Washington Eyalet Üniversitesinde tıp okumaya başladı. Bu bölümün kendine uygun olmadığını anlayınca bölümünü değiştirdi. Amerikan çalışmaları alanından mezun olan yazarımız romancı, kısa öykü yazarı, şair ve film yapımcısıdır. Şu anda Seattle da yaşıyor.

Kitabın tanıtımına geçmeden önce biraz Kızılderililerden bahsetmek istiyorum.

Kızılderililer genelde vahşi olarak isimlendirilseler de öyle olmadıkları Kolomb’un günlüğünde yazar. Günlükte Kızılderililer için şu ifadeler geçer:

“Ne bir mezhebe bağlılar ne de puta tapıyorlar. Kötülüğü tanımıyor, birbirlerini öldürmüyorlar. Hiç silahları yok… Son derece sade, dürüst, eli açık insanlar. Herhangi birinden sahip olduğu bir şey istenince hemen veriyorlar.”

1942’de Kristof Klomb’un Amerika’yı keşfetmesiyle başladı her şey. Kolomb’un günlüğünde yazdığı gibi iyi bir toplum olan Kızılderililerin kıtaya ayak basanların müdahalesiyle hayatları değiştirildi. Eskiden beri kovboy filmlerinde, insan öldüren, kafa derisi yüzen vahşiler olarak tanıtıldı. Ancak topraklarına, mülklerine el konulup vahşice öldürülen kendileriydi. Amaç ise Kızılderilileri medenileştirmek ve onlara Hristiyanlığı aşılamaktı. Kendi kafalarındaki düşünce ve yargıyı, kültürü aşılamak için zaten var olan bir kültürü ve yaşayışı ortadan kaldıran Amerika kültürü, kendi ırkçılığını ve vahşi davranışlarını Kızılderililere yükledi ve onları vahşi ilan etti. Amerika tarihinde ki bu ırkçılık sadece Kızılderililerle kalmamış siyahiler, Afrikalı köleleri de içerisine almıştır. Bu uğurda binlerce insan öldürülmüştür. Günümüzde ırkçılık ve buna karşı çıkmak için verilen mücadeleler sürmektedir.




Kitaba baktığımızda ise kapakta kahramanımız Junior’un çizdiği bir karikatürden oluşuyor. Yazar Junior’un ne kadar yetenekli bir karikatürist olduğuna vurgu yapmış olabilir. Kitap, yazarımızın kendi çocukluk deneyimlerinden yola çıkarak yazılmış.

 

“Ne kadar öğrenirsen öğren, öğrendiğin tek şey daha çok şey öğrenmen gerektiğidir.”

 

“Hayat bir birey ve bir topluluğun üyesi olmak arasında sürdürdüğümüz sonsuz bir mücadeledir.”

 

Junior 14 yaşında Kızılderili kampında yaşayan fakir bir ailenin çocuğudur. Beyninde su ile doğduğu için bebekken ameliyat geçirmiş ve diğerlerine göre daha farklı görünen ve bu gibi dezavantajlarından dolayı hor görülen bir çocuk. Junior okul hocasının tavsiyesi ile kamp dışında ki beyazların okuluna gitmeye karar verir.




 “Kelimeler öngörülemez olduğu için çiziyorum. Kelimeler kısıtlı olduğu için çiziyorum… Çiziyorum çünkü kamptan kaçmam için tek şansımın bu olduğunu hissediyorum. Bence dünya bir dizi hasarlı barajdan ibaret ve üstüne üstlük her yeri sel basmış; karikatürlerim ise küçük can kurtaran sandalları. (…) Eğer İngilizce, İspanyolca, Çince veya herhangi bir dilde konuşur ve yazarsanız, sizi ancak insanların belli bir kısmı anlayabilir. Ama bir resim çizdiğinizde sizi herkes anlar. Çiziyorum çünkü dünyayla konuşmak istiyorum. Ve dünyanın bana kulak vermesini istiyorum.”

 

Beyazların okulunda sürekli itilip kakılan Junior bir arkadaş edinmeyi başarır. Okula gidip dönerken kamptan birisine denk gelemezse onca yolu yürümek zorunda kalır. Bunca sıkıntısının yanında kamp dışında bir okula gittiği için herkes ona hain gözüyle bakar. Junior duygularını karikatürlerle anlatan eğlenceli iç konuşmaları olan zeki bir çocuktur. Yeni okulunda basketbol takımına alınması onun için büyük bir başarıdır.





“Biz Kızılderililer, bize ne kadar sık yalan söylendiği düşünüldüğünde, aslında çok daha iyi yalancılar olmalıydık.”

 

“Hiçbir şey sadece siyah ya da beyaz değildir. Yaşamın içindeki gri alanlar hepimizi birbirimize bağlar.”

 

Ben kitabı çok severek okudum. İçerisinde olaylara dair karikatürlerin bulunması okuma zevkini arttırdı. En güzel yönü ise Junior’un yaşadığı trajik olayları ve zorlu süreci mizahi bir dille anlatmasıydı. Okurken bütün duyguları hissedecek kadar çok olay bulunuyor. Kitabı okuduktan sonra aklıma iki cümle geldi ilki ırkçılığa gerek olmadığı ikincisi de toplumda bulunacağımız yeri derimizin renginin belirlememesi gerektiği. Kitap birçok ana fikri okuyucuya sunuyor. Umarım sizde bu eğlenceli kitabı hemen okursunuz ve beğenirsiniz.

Hoşça kalın…

 

 

Yorumlar

Popüler Yayınlar