POZİTİF GENÇLİK
POZİTİF GENÇLİK
Yazarı:
Sabahattin YAŞAR
Yayınevi:
Yeni Asya
Sayfa
sayısı: 175
Değerlendirme:
8/10
Genç, kelime
anlamına bakıldığında yaşı ilerlememiş olan anlamındadır. Ancak genç kelimesinin
Farsçadaki anlamına bakarsak define, hazine, gömülü hazine anlamına geldiğini
görürüz. Durup bir düşündüğümüzde dünyada milyonlarca genç var ve hepimiz bir
hazine gibiyiz. Gördüklerimiz, duyduklarımız, bu hayattan aldıklarımız ve bu
hayata kattıklarımız hepsi çok farklı ve hepsi ayrı birer hazine. Dünya,
yörüngesinde olmasaydı bu kadar hazinenin ağırlığında sürekli uzayın dibine
doğru süzülürdü…
En önemlisi
de hazine olduğumuzun farkına varabilmek ve cevherimizi ortaya çıkarabilmek, bu
uçsuz bucaksız anlam arayışında hayata anlam katabilmek, tıpkı gümüşlerin
yanında parlayan elmas gibi. İşte bu yazımda size gençliğin nasıl olması
gerektiğini ve pozitif olmanın anahtarını bizlere sunan bir kitaptan “Pozitif
Gençlik” ten bahsedeceğim. Kitaptan bahsetmeden önce cevher nasıl işlenir,
hazine nasıl ortaya çıkarılır bunu bilen hazine doktorundan yani yazarımızdan
bahsetmek istiyorum:
Sabahattin
Yaşar 15 Şubat 1966 yılında Mersin Bozyazı'da dünyaya geldi. Erzurum Atatürk
Üniversitesinde eğitimini tamamladı. Erzurum’da bulunduğu sürede Erzurum
Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğünü yürüttü. Başbakanlık Devlet Arşivleri
Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivleri Daire Başkanlığında ‘Arşivist’ olarak iki
yıl çalıştı. 1994 yılında Harran Üniversitesi Rektörlüğüne, Rektörlük Türk Dili
Okutmanı olarak atandı. Ve halen Üniversitedeki görevi devam etmektedir.
“Olayların
kişi üzerindeki etkisi, kişinin o olaya bakış açısıyla alakalıdır.”
Gün
içerisinde onlarca olay yaşarız. Bunlar belki normal belki de hafıza
dosyalarında yerini alan önemli olaylardır. Bizi pozitif ya da negatif yapan da
bu yaşanan olaylara bakış açımızdır. Yaşanan her olaya neden sorusu yerine bu
olayın getirisi, öğretisi ne oldu diyerek bakılırsa yaşananlar kişiyi yıkmak
yerine güçlendirir, önemli olan bakış açısını değiştirmek ve hikmet nazarıyla
bakabilmektir.
“Her
meslek Yaratıcıya şükür borçludur.”
“İnsanlar,
davranışlarının kriterlerini Kuran, sünnet, değer, fazilet, kültür gibi ölçüler
yerine, bu işi kaç tane insanın yaptığına göre belirliyor. Eğer bir davranış,
çok kişi tarafından yapılıyorsa kabul edilebilir bir hale geliyor. Eğer sayı
çok kabarık ise, bu, davranışın çok iyi olduğu anlamına bile gelebiliyor.
Kitapta bu
cümleyi okur okumaz aklıma ilk gelen şey sosyal mecralar oldu. Kişilerin ne
izleyip ne dinleyeceğine hatta ne konuşacağına, dayanaksız düşünceler karar
verir olmuş. Bunun en bariz örneği “Trend Topıc” listeleri ve “hashtag” ler.
Gündem başlığı altında gün içerisindeki gündemi bile belirleyen, kişinin
kendisi olmuyor. Ya da doğruluğuna emin olunmadan yapılan hareketler ve
tercihlerin ölçüsü diziler oluyor. Oysa değerler eğitimi alan her mümin bireyin
mihenk taşı Kuran ve sünnet olmalıdır. Her söylenen sözü kabul etmemeli akıl
süzgecinden geçirmeli ve mihenge vurmalıdır.
“Onunla
(sav) konuşan birisi, (Peygamber muhatabını öyle bir içtenlik, samimiyet ve
duygu yoğunluğu ile karşılarmış ki) Peygamberin dünyada en çok kendisini
sevdiğini sanırmış!
Sözlerimin sonuna gelirken bu kitabı çok beğendiğimi belirtmek isterim. Kırdığım iki puan ise kitabın kısa olmasından kaynaklı. Bizler genç bireyleriz ve genç bireyler yetiştirmeye adayız bu açıdan bakıldığında bu kitap bilhassa gençler olmak üzere herkes için rehber niteliğinde. Umarım sizde bu kitabı beğenirsiniz. Yazımı yazarın şu sözleriyle bitiriyorum: “Bir nefes alırken yaşamayı tadar, bir nefes verirken ölümü tadarız. Bu kadar iç içe yaşam ve ölüm. Ondandır her an biraz yaşarken biraz da ölümümüz.”
Hoşça
kalın…
Yorumlar
Yorum Gönder