GÖLGELER VE IŞIKLAR

 

             GÖLGELER VE IŞIKLAR

 

Yazar: Metin KARABAŞOĞLU

Yayınevi: İz Yayıncılık

Sayfa Sayfası: 191

Değerlendirme: 8/10

 

Yazarımız kitabına Muhammed İkbal’in “Ben yol sormuyorum; arkadaş arıyorum.” sözüyle başlamış. Bu sözün gerçekte ne demek istediğini ancak kitap bittikten sonra anladım. Kitabı, hiç bitmesin diye yavaş yavaş okurken bu yoldaki arkadaşımın “Gölgeler ve Işıklar” olduğunu anladım. Bakış açıma yön veren pusula hükmündeki kitabı açıklamadan önce yazarımızdan bahsetmek istiyorum.

Metin Karabaşoğlu 1964 yılında İzmir’in Tire ilçesinde doğdu. İstanbul Üniversitesinde Siyasal Bilimler Fakültesini bitirdi. Okul yıllarında yazmaya başladığı Köprü dergisinde bir süre yayın yönetmenliğinde bulundu. Muhtelif radyo ve TV’lerde programlar yaptı. Karakalem yayınlarını kurdu. Karakalem dergisinin yayın yönetmenliğini yaptı. Birçok çeviride bulundu.




“Kitaplar, birçok kişi tarafından yaşanır, ama bir kişi tarafından yazılır.”

 

“Dünya, dünyayı isteyene değil, dünyayı Rabbi adına terk edene musahhar kılınmıştır.”

 

Kitap dört bölüm olarak karşımıza çıkıyor. Her bölüm, kişinin bakış açısına yön verecek örneklerden oluşuyor. Bölümlerin alt başlıklarında ise farklı konular ele alınıyor. Akla yakınlaştırmak için örneklerle açıklanan meseleler daha sonra hakikatle bağdaştırılıyor, bu da kitabın okuma zevkini arttırıyor.

 

“Bir yanda, en küçük şeyi bile abartıp herkesi kendine hayran bırakmaya çalışan ‘medeni’ kişileri görüyoruz; öte yanda, Rabbinin ona ihsan ettiği en büyük nimetin bile satıcısı veya reklamcısı olmayan, ‘derya içinde olup derya bilmeyen’ örnek müminleri.”

 

“Yok olup gittiler, çünkü hakikatleri yoktu.”

 

“(…) Eğer çağlar ‘ilkel’lik tasnifine sokulacaksa, şu modern çağdan daha ilkeli yoktur. Çünkü, insanlık, başka hiçbir çağda, elli milyon insanı bir anda öldüren dünya savaşları, nükleer silahlar veya ekolojik felaketler görmemiştir.”

Bu paragrafı okuyunca durup biraz düşündüm; hayatımızı yaşadığımız şehri, ülkemizi, kıtaları ve dünyayı. Ve biraz daha kazanmak, biraz daha yaşamak, biraz daha yemek, biraz daha görmek, biraz daha hissetmek için ve sonu gelmeyen 'biraz dahalar' için nice yaşayanları öldüren ‘ilkel’ insanları düşündüm. Sanki dünyada sonsuz hayat sürecekmiş gibi zulmeden kralları, hükümdarları, üzerlerinde hakkı varmış gibi kullanılan nice insanları, insanlara rehber olmak için başa gelenlerin hiç acımadan katlettiklerini ve en büyük haksızlıkları yapanların, hakkı savunduklarını söylemelerini ibretle düşündüm. Ve bunca şeyi yapanların geçmiş insanlara ilkel dediğini ama asıl ilkellerin kendileri olduğunu da bu paragrafla anladım.

 

“Başkaları gibi, her şeyimizle şu mimsiz medeniyete râm olamıyoruz meselâ. Çünkü birbirinin altını oyan siyasilerin bir araya geldiklerinde verdikleri o zoraki pozlar ve iğreti tebessümlerde; TV’deki bir sohbette ömrünü eften-püften işlerle harcayan insanların birbiri için ‘Sen bana, ben sana’ formülüyle döktürdüğü riya yüklü iltifatlar da bize kerih geliyor. Aynı şeyi kendi çıkarlarına ise iyi, kendi aleyhine ise kötü diye tanımlamakta beis görmeyen medenilerin çifte standardı da; kendisi olarak takdir görmek yerine elbisesi, saati veya araba markası ile iltifat görmeyi marifet bilen çağdaş imajperestlik de bize çirkin gözüküyor. O yüzden, nefsimiz istediği kadar dizgininden boşansın, şu küfranî medeniyete kalben ve ruhen razı olamıyoruz. Tam bir mimsiz medeniyet olmaya gönlümüz elvermiyor.”

Çünkü hepimizin fıtratı iyiyi, güzeli, doğruyu görmeye ayarlanmış. Kalbimiz, ne yaşarsak yaşayalım kötüye razı olamaz şekilde bizlere verilmiş. O yüzden din, dil, ırk fark etmeksizin merhamet ve şefkat her nerede görülürse orada insanın içini tarif edilemez bir mutluluk kaplıyor. Bu mutluluğu hissetmemiz ise fıtratımızın güzelliğinin dışa vurumu oluyor.

 

“Gölgeleri bırakıp ışığın peşine düşmeyi bir başarabilsek…”

 

Ben kitabı okurken çok şey öğrendim. En büyük farkındalığım ise bakış açımın dar olmasıydı. Her konuya dair bir bakış açımın olması gerektiğini bu kitap ile anladım ve en büyük hatamın gölgelerle oyalanıp ışığı kaçırmam olduğunu anladım. Umarım siz de bu kitabı severek okursunuz. Gölgelerin, ışığı görmeye engel olmadığını anlarsınız.

Hoşça kalın…

 

 

Yorumlar

Popüler Yayınlar