YOLCU 23

 

                        YOLCU 23

 

Yazar: Sebastian FITZEK

Yayınevi: Pegasus

Sayfa Sayısı: 392

Değerlendirme: 9/10

 

Denizlerin soğuk rüzgarlarını yüzünüzde hissettirecek, sizi ihtimaller ve acaba sorularıyla merakta bırakacak psikolojik gerilim severler için hazine değerinde olan bir kitaptan “Yolcu 23” ten bahsedeceğim bu yazımda. Heyecanla çarçabuk okuyacağınız bu güzel kitabın tanıtımından önce yazarımızı kısaca tanıtmak istiyorum.

 

Sebastian Fitzek 13 Ekim 1971 yılında Berlin’de dünyaya gelmiştir. Eğitim hayatının başında Veterinerlik okusada bitirmek istememiş ve Hukuk okumaya başlamıştır. Berlin’de hem yazarlık hem de gazetecilik yapan Fitzek psikolojik gerilim yazarlarının ustasıdır. Kitapları Türkçe dahil 29 dile çevrilmiştir.

 



Kitaptan bahsedecek olursak dili oldukça sade ve akıcı. Yazarımız karakterleri uzun uzadıya anlatmak yerine karakterlerin yaptığı hareketler ve davranışlarıyla onların nasıl insanlar olduğunu okuyucuya tanıtıyor.

 

“Her yıl onlarca kişi gemilerde kayboluyor. Üstelik arkalarında bir iz bile bırakmadan. Onlar yolcu 23’ler. Bu da onların hikâyesi. Burada kim olduğunuzun, kaç yaşında olduğunuzun bir önemi yok. Eğer çok kötü bir şey yaptıysanız sıradaki yolcu 23 siz olabilirsiniz. Gemiye hoş geldiniz.”

 

 Martin Schwartz mesleğinde başarılı bir polistir. Gizli bir operasyon için narkozsuz dişini çektirecek kadar gözü pek bir karakterdir. Bir gün bir telefon alır; Telefondaki kişi ona, yıllar önce Sultan of the Seas isimli lüks seyahat gemisinde, önce çocuğunu denize atıp ardından intihar eden eşinin gerçekte öldürüldüğünü ve intihar süsü verildiğini söyler.

 

Martin’in gemiye gitmesiyle yıllar önce aynı gemide kaybolan bir çocuk ortaya çıkar. Bu ardı kesilmeyen kayıpları araştırmaya başlayan başarılı polis kendini olay zincirinin içerisinde bulur.

 

Kitabı okurken olaylara yetişmekte zorlandım. Operasyondan sonra gemiye gelen ve hiç durmadan oradan oraya koşturan baş karakterimizin bitmeyen enerjisi ve dayanıklılığı, ancak bayılınca dinlenmeye fırsat bulması beni bir hayli şaşırttı. Kendimi baş karakterin yerine koyduğumda ben narkozsuz diş çekiminden sonra masadan kalkamazdım diye düşündüm bu yüzden kahramanımızı çektiği maddi manevi sıkıntılardan dolayı tüm kitap boyunca tebrik edip durdum.

Yazarımız kitabın en sonunda olayları açığa çıkartırken okuyucuyu nasıl daha fazla şaşırtırım diye düşünmüş olmalı çünkü kitabın sonuna geldiğinizde şaşkınlık kat sayınız oldukça yükseliyor. Kitabın sonunda yazarın teşekkür olarak yazdığı kısım bile oldukça etkileyici ve güzel. Ben kitabı okuduğumda şöyle düşündüm ne olursa olsun bir kişi bir suç işlediyse muhakkak onun cezasını çekiyor. Kendime “Beşer zulmeder, kader adalet eder.” ana fikrini çıkarttım. Umarım sizler de kitabı en kısa sürede okur ve film tadındaki bu kitabı beğenirsiniz.

Hoşça kalın…  

Yorumlar

Popüler Yayınlar