YAŞAMAK
YAŞAMAK
Yazar: Yu
HUA
Yayınevi:
Jaguar Kitap
Sayfa
Sayısı: 205
Değerlendirme:
9/10
Hoş
geldiniz, bu yazımda sizlere Çin edebiyatıyla beni ilk kez tanıştıran ve
yapılan devrimi eleştirdiği için yasaklanan ancak daha sonra birçok ödül alan
ve ünü dünyaya yayılan bir eserden “Yaşamak” tan bahsedeceğim. Sade
diliyle öne çıkan eserimizin konusu oldukça farklı. Kitaptan bahsetmeden önce dönemin
en kötü yönlerini korkmadan yazan ve milletinin kötü yönlerini yazmaktan
çekinmeyen cesur yazarımızdan bahsetmek istiyorum:
Yu Hua 1960
yılında Çin’in doğusunda yer alan Hangzhou’da doğdu. Çocukluğu Çin kültür
devrimi yıllarında geçti. Diş hekimliği eğitimini alan ve 5 sene diş hekimliği
yaptıktan sonra mesleğini tamamen bırakan yazarımız kendini edebiyat
çalışmalarına adadı. 1993’te yayımlanır yayımlanmaz yasaklanan eseri Yaşamak
daha sonra Çinli yönetmen tarafından sinemaya aktarıldı. Yazarımız bugüne kadar
4 roman yayımladı ve en son yayımladığı romanı ise “Kanını satan adam” dır.
Yu Hua’nın
hayatına değindikten sonra biraz Çin Kültür Devriminden bahsetmek istiyorum.
Çin Kültür
Devrimi 16 Mayıs 1966’da gerçekleştirilen birçok insanın evini, yurdunu hatta
canını kaybettiren bir devrimdir. Mao Zedong tarafından kapitalizmin etkilerini
tamamen silmek için yapılan devrim 1976 yılına kadar sürmüştür. Çin tarihinde
tutuklamaların, infazların en çok yaşandığı dönemlerdendir. Başlangıçta kültür
devrimi olsa da daha sonra siyasi devrim olmuştur. Devrim zamanında 10 milyon
kişi doğrudan, 45 milyon kişi ise kıtlıktan hayatını kaybetmiştir. Ortaya çıkan
anarşi ve terörizm ekonomiyi felç etmiştir. Devrim 1976 yılında Mao’nun
ölmesiyle son bulsa da devrimin oluşturduğu etkiden kurtulmak ve ülkenin
durumunu düzeltmek vakit almıştır. Günümüzde halen o döneme ait akademik siyasi
ya da kültürel eleştiri bulunmamaktadır. Vatandaşlar ve medya komünist parti
korkusuyla bu konu hakkında görüş bildirmemektedir.
“Artık öyle bir noktaya gelmiştik ki, yaşamak ya da ölmek önemli değildi.”
Zengin bir
ailenin oğlu olan Fugui, ne ailesinin ne de zenginliğinin kıymetini bilmediği
için her şeyi kaybediyor. Evlenip mutlu bir hayat sürecek derken komutanlar
tarafından zorla orduya alınmasıyla mutluluğu gölgede kalıyor. Yıllar sonra
ailesine kavuşuyor.
Başına
gelenlerin bu kadarla sınırlı olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz bu daha
başlangıç…
“Sonra
geçmişi düşünmeye başladım. Düşündükçe daha çok ağladım. Zaman gerçekten de
uçup gidiyordu.”
Evine
kavuşmuş Fugui’nin başından dert sıkıntı eksik olmuyor. Kitapta ölen ölene;
yazar kitabın ismini yaşamak koymuş ancak sanki okuyucuya ironi yapmak istemiş
gibiydi. Beni en etkileyen ölüm ise Fugui’nin oğlunun ölümüydü. Yardım için kan
verirken tüm kanının alınmasıyla hayatını kaybeden Youging’in ölümü kitaptaki
trajediden sadece bir tanesi.
“Dünya
yaptıklarınızın hata olduğunu gösteren en büyük ayna…”
“Umudumuzu
yitirirsek nasıl yaşardık?”
Bu kitabı
okurken odamın köşesinden açılan kapıdan geçip Fugui ve ailesinin yanına gitmek
yerine bu sefer onları kapıdan geçirip odama getirirdim. Yaşadıkları kıtlıktan
dolayı çok aç olduklarını bildiğim için onlara güzel bir sofra hazırlar
doymalarını sağlardım. Yanlarında götürmeleri için de yolluk yapar ellerine
verir odamda bulunan ve kitaba açılan o kapıdan onları uğurlardım. Kitabı
okudukça gerçekten Yaşamak kavramının ne olduğunu gerçekte neyi ifade ettiğini
düşünüyorsunuz. İnsan, evi mi ailesi mi dostu mu olunca yaşıyor? Para mı kişiyi
ayakta tutuyor yoksa sadece derinden aldığı bir nefes mi yaşama değer katıyor?
“Yaşamın
her şeyi kapsaması gibi yaşamak da hayatı olduğu gibi kucaklar. Doğumları ve
ölümleri, mutsuzlukları ve umutlarıyla.”
Ben kitabı
çok severek okudum. Gereksiz hiçbir yazının olmaması, sade anlatımıyla ve bolca
olay bulundurmasıyla kitabı hemen bitirebilirsiniz. Benim Fugui’ye çok kızdığım
yerler oldu ancak başından öyle şeyler geçti ki bir yerden sonra ona hep üzüldüm.
Okurken kendi kendime “Müslüman olsaydı cennetlikti” dedim. Okuyunca
abartmadığımı anlayacaksınız. Kitabın bana öğrettiği en önemli şeyse
sevdiklerimizin kıymetini bilmemiz gerektiğiydi çünkü ölümün ne zaman gelip
kapımızı çalacağını bilemiyoruz. Ben kitabı soluksuz okudum, umarım sizlerde bir
an önce kitabı okursunuz ve beğenirsiniz.
Hoşça Kalın…
Yorumlar
Yorum Gönder