HAYVAN ÇİFTLİĞİ
HAYVAN ÇİFTLİĞİ
Yazar:
George ORWELL
Yayınevi:
Can
Sayfa
Sayısı: 151
Değerlendirme:
9/10
Hoş
geldiniz, bu yazımda sizlere Alegorik bir roman olan yazarın kitapta da
bahsettiği gibi korkunç sonlu bir peri masalından “Hayvan Çiftliği” nden
bahsedeceğim. Kitabın tahliline geçmeden önce Stalin dönemini ve adalet
gibi görünen adaletsizlikleri pervasızca eleştiren yazarımızdan bahsetmek
istiyorum.
George
Orwell 1903 yılında Hindistan’da doğdu. Ailesiyle birlikte İngiltere’ye
döndükten sonra öğrenimini Eton College’de tamamladı. Hindistan imparatorluk
polisi olarak görev alan yazarımız İmparatorluğun iç yüzünü görünce istifa
etti. İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru yazdığı Hayvan Çiftliği, Stalin
rejimine karşı sert bir taşlamadır. 1984, bilimkurgu türünün klasik
örneklerindendir ve modern dünyayı protesto eden bir romandır. Orwell 1950’de
Londra’da hayatını kaybetmiştir.
Kitap
tahlilinden önce kitabın eleştirdiği Stalin döneminden bahsetmek
istiyorum. Josef Stalin Gürcü asıllı
Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteridir. Sovyetler Birliği'ni
1920'lerin sonundan ölümüne kadar diktatörlük rejimi ile yönetmiştir. Stalin, Sovyetler
Birliği'ni endüstriyel ve askeri bir güce dönüştürmüştür ancak bunu
gerçekleştirirken totaliter politikalar uygulamış milyonlarca Sovyet vatandaşı
diktatörlüğü sırasında hayatını kaybetmiştir. Stalin döneminde; çalışma
kampları, zorunlu tarım politikaları, kıtlık ve yargısız infazlardan dolayı 3
ila 20 milyon arasında insan ölmüştür. Bu dönemde fikir sahibi aydınları hepsi
öldürülmüştür. Stalin’in ölümünden sonra, Stalin yönetiminde kurulan hükümet
yargılanmış olsa da suçlular beraat etmiş olayların üzeri örtülmüştür.
Kitap, bir
hayvan çiftliğindeki hayvanların kendilerine eziyet eden insanlara baş kaldırıp,
onları çiftlikten kovup yönetimi ele geçirmelerini anlatıyor. Sözde her hayvan
eşit ve aynı haklara sahipken içlerinden en zeki(!) olan domuzların başa
gelmesiyle işin seyri değişiyor. Kitabı okudukça sözde eşitliği hak ve adaleti
savunan domuzların diğer hayvanları nasıl salak yerine koyduğuna tanık
oluyorsunuz.
“İnsan,
üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurta yumurtlamaz, sabanı
çekecek gücü yoktur, tavşan yakalayacak kadar hızlı koşamaz. Gene de tüm
hayvanların efendisidir.”
Kitabı hangi
dönemde okursanız okuyun sanki o dönem için yazılmış hissine kapılıyorsunuz. Kendi
fikir ve düşüncelerini, sistemin eleştirisini hayvanların ağzından aktaran
yazar gerçekte kimi eleştirdiğini söylemese de zekice anlatımıyla ve sade
diliyle okurun anlamasını sağlıyor. Kitaptaki hayvanların her biri bir insan
modelinin temsil ediyor. Örneğin kimi sorgusuzca kabul eden grubundayken kimi sorgulayan
kimi baş kaldıran grubunda. Başta her hayvan eşitken daha sonra bir kısım
hayvan daha eşit oluveriyor. Kitaptaki metaforlarla eskiyi eleştirip yeni bir
düzen kurduk diyenlerin aslında hiçbir değişiklik yapmadan çok şeyi değiştirdik
demelerine şahit oluyoruz. Kitabı okurken beni en çok şaşırtan şey domuzların
kuralları kendilerine uygun hale getirmesine karşın diğer hayvanların sessiz
kalması ve kabul etmesiydi.
“Özgürlüklerini
savunmayanların ödedikleri bedeller ağırdır.”
Kitabı
okurken, kaybettikleri şeyleri kazanmış gibi gören hayvanları gördükçe kendime,
iç alemimde ne kadar sorgulama yapıyorum diye sordum. Acaba kurulmuş olan
sistem ben anlamadan beni ahmak yerine mi koyuyor diye düşündüm. Bana sunulan
her ne olursa olsun hemen kabul ediyor muyum yoksa bunun üzerine düşünüyor
muyum diye sordum. Bu açıdan kitap sizi sorgulamaya yönlendiriyor. Size karşı
sunulan her ne olursa üzerinde düşünmeye itiyor.
“Bu
hayatta başımıza gelen tüm kötülüklerin insanların zorbalığından kaynaklandığı
gün gibi açık değil mi?”
Ben kitabı
çok beğenerek okudum. Yazarın sade ve akıcı dili olayların akışı kitabı birkaç
saatte bitirmemi sağladı. Kitap, ilk bakışta çocuk kitabı gibi görünse de
konusu oldukça derin ve büyükler için. Kitabın sonunda ki “Dışarıda ki
hayvanlar, bir domuzların yüzlerine bir insanların yüzlerine bakıyor; ama
onları birbirinden ayırt edemiyorlar.” cümlesi bana, eleştirenlerin
çıkarları için eleştirdikleriyle aynı yerde bulunma iki yüzlülüğünü gösterdi.
Umarım sizde kitabı en kısa zamanda okursunuz çünkü kitabın size öğretecek çok
şeyi var.
Hoşça Kalın…
Yorumlar
Yorum Gönder