MOMO
MOMO
Yazar:
Michael ENDE
Yayınevi:
Pegasus
Sayfa
Sayısı: 300
Değerlendirme:
9/10
Hoş
geldiniz, bu yazımda sizlere Alman Gençlik Edebiyatı ödülüne layık görülmüş,
pek çok kez sinemaya uyarlanmış ve okuyucunun zaman algısına dokunan bir
kitaptan “Momo” dan bahsedeceğim. Kitabın tahlilinden önce keşke biraz
daha uzun yazsaymış dediğim hayal gücüme ziyafet çektiren yazardan bahsetmek
istiyorum.
Michael Ende
1929 yılında Almanya’da dünyaya gelmiştir. II. Dünya Savaşı’ndan sonra bir
drama okuluna katılan yazar, aktörlük yapıp skeçler ve kısa oyunlar yazmıştır.
Çocuk ve gençlik kitaplarının yanı sıra yetişkinler için de kitap yazan
Ende’nın ilk büyük başarısı, çocuklar için yazdığı Cim Düğme ve Lokomotifçi
Lukas’tır. 1973 yılında yazdığı eseri Momo ise çok ses getirmiştir. Eserleri
kırktan fazla dile dile çevrilen Michael Ende 1995 yılında Almanya’ da hayatını
kaybetmiştir.
“Zamanın bu garip kısalığı uzunluğu, o saat içinde yaşanan olaylara bağlıdır. Çünkü zaman yaşamın ta kendisidir. Ve yaşamın yeri yürektir.”
Momo, büyük
bir kentin tiyatro harabelerinde yaşayan küçük bir kızdır. Harabeye oyun
oynamaya gelen çocukları izler bazen onlarla oyun oynar. Momo’nun en güzel
özelliği çok iyi bir dinleyici olmasıdır. Sadece çocukları dinlediğini
zannetmeyin kentin her bir yerinden Momoyla konuşmak için gelen yetişkinlerin
sayısı oldukça fazla, Momo’nun ise onları dinlemek için bol bol zamanı var.
Asıl olay hayaletimsi topluluk olan “duman adamların” zamanı çalmasıyla başlar.
Tabi ki onları durduracak kişi Momodur. Ona yardımcı olan Hora usta ve
koltuğunun altında taşıdığı kaplumbağasıyla birlikte duman adamlarla mücadelesi
okurken sizi oldukça heyecanlandıracak.
Bende odamdan
kitaba açılan kapıdan geçip momoyla muhabbet etmeyi çok isterdim. Duman
adamlarla mücadelesinde o kadar cesur olabilir miydim bilemiyorum sanırım o
kısımda eve geri döner kapıyı sıkıca kapatırdım.
“İnsanlar
kendilerini korkutan şeylere çok daha çabuk inanıyorlar.”
Kitap
kesinlikle muhteşemdi. Hiç sıkılmadan okuduğum kitapta en sevdiğim şey kitabın
sade dili ve heyecanlı olay örgüsüydü. Kitapta asıl vurgulanmak istenen şey
zamandı. Çocuk kitabı deyip geçmeyin okuyucunun zaman algısını değiştiriyor.
Ben okuduktan sonra gerçekten zaman kavramını düşündüm. Hiç yokmuş gibi
davrandığım zamanı nasıl heba ettiğimi anladım. Anı yaşa kavramını benimsedim
çünkü dakikalar saniyeler sürekli ilerliyor ve o geçen sürede beni iyi
hissettirecek bana bir şey katacak şeyler yapmazsam o zamanı boşa harcamış
oluyorum. Tabii her okuyucunun kendisiyle ilgili çıkarımları farklı olacaktır. Benim
zamanı kaliteli geçirmede sıkıntı olduğu için kitabı okuyunca kendim için böyle
bir çıkarımda bulundum.
“Daha çok
para kazanıp, daha çok harcıyorlardı. Fakat yüzleri asıktı, yorgun ve
keyifsizdiler, gözleri dostça bakmıyordu.”
Kitapta bu
cümleyi okuyunca günümüz insanlarını gördüm. Herkes bir şeylere sahip, hayat
eskiye nazaran oldukça kolay, teknoloji insanlara hizmet etmede en üst seviyede
ancak kimse mutlu değil. Kitapta okuduğum şu cümleyle zihnimde taşları yerine
oturttum “Hayatta en tehlikeli şey, gerçekleşmiş hayallerdir.” Belki de
eski zamanda ki insanların daha az gelire ve daha fazla meşakkatli hayatına rağmen
daha mutlu olmaları onların hayallerinin olmasıdır ya da hayattan
beklentilerinin olmasıdır. Bazen bulaşık yıkamada isteksiz olduğumda annem hemen şunu
der: “Eskiden evimizde çeşme olsaydı ve su çeşmeden aksaydı da bulaşık
yıkasaydık ne kadar mutlu olurduk, taşıma suyla bulaşık yıkardık.” Düşününce bir
çeşmenin olma ihtimaline bile sevinecek bir yapıdan her şeye sahip olup mutlu
olamayan bir topluma geldik. Zamanı bereketli kullanmak ve elindekilerin kıymetini
bilmek eski toplumu bizden daha mutlu yapan şey galiba.
“Günlük
yaşam içinde çok büyük bir sır vardır. Herkesin bunda bir payı bulunur ve
herkes onu bilir, ama pek az kimse bu konuya kafa yorar. Çoğu kimse onu olduğu
gibi benimser ve ona asla şaşırmaz. Bu büyük sır, zamandır.”
Kitabı çok
ama çok beğenerek okudum. Bitirdiğimde tadı damağımda kaldı ve keşke daha uzun
bir kitap olsaydı ve zaman dışında başka konulara değinip farkındalığımı daha
da arttırsaydı diye düşündüm. Başta çocuk kitabı gibi gelebilir ancak
yetişkinlerin düşüncelerini değiştirecek güçte. Mesela kitapta duman adamlar zamanı çaldılar.
Her okuyucunun duman adamı yani zamanını çalan şeyi farklıdır, bu gibi birçok
benzetmeyle düşüncelerinizi değiştirecek harika kitap. Umarım siz de en kısa
zamanda okuma fırsatı bulursunuz.
Hoşça kalın…
Yorumlar
Yorum Gönder