EFENDİMİZİN HAVARİSİ VE İHLAS ABİDESİ ZÜBEYR B. AVVAM
EFENDİMİZİN
HAVARİSİ VE İHLAS ABİDESİ
ZÜBEYR B. AVVAM
Yazar:
Muhammed Emin YILDIRIM
Yayınevi:
Siyer
Sayfa
Sayısı: 142
Değerlendirme:
9/10
Hoş
geldiniz, bu yazımda sizlere ihlas abidesi, cesaretli, varını yoğunu davası
uğruna feda eden bir sahabeden “Zübeyr b. Avvam” dan bahsedeceğim.
Sahabe iklimi serisinin ikinci kitabı olan kitabın tahlil ve yorumundan önce
Peygamberimize yoldaş olan yıldızların parlaklığını bize aktaran yazarımızdan
bahsetmek istiyorum.
Muhammed
Emin Yıldırım 1973 yılında Erzurum Horasan’da doğdu. İlk orta ve lise
öğrenimini Erzurum’da tamamlayan yazarımız daha sonra İstanbul’a geldi.
Medresede ilim tahsiline başladı. 1999 yılından sonra Mısır’da İslami İlimler
ve Arapça üzerine beş yıl süren çalışmalarda bulundu. Yıldırım, 1999 yılından
itibaren Hizmet Vakfında çalışmalarına devam etmektedir. Ağırlıklı olarak siyer
ve sahabe üzerine çalışmalar yapmaktadır.
“Peygamber Efendimiz (sav) buyurdu ki: Her peygamberin havarileri vardır. Benim de havarim Zübeyr’dir.”
Kitap,
Zübeyr B. Avvamdan onun hayatından, Peygamber Efendimiz (sav) ve onun ashabıyla
olan ilişkisinden bahsediyor. Hz. Zübeyr, Peygamber Efendimizin (sav) Halası Hz.
Safiye’nin oğludur. Hz. Hamza’nın ve Hz. Hatice’nin yeğenidir. Hz. Ebubekir’in
vesilesiyle on altı yaşında Müslüman olmuştur. İleriki yıllarda Hz. Ebubekir’in
damadı, Hz. Peygamberin (sav) bacanağı olmuştur. Peygamber Efendimiz (sav)
Zübeyr b. Avvam için benim havarimdir buyurmuş ve Efendimizin (sav) havarisi
olmakla şereflenen tek sahabi olmuştur. Yazar, havari kelimesinin anlamına da
kitapta yer vermiş ve şöyle açıklamış: hiçbir pazarlığa, beklentiye, karşılığa
girmeden, başa gelecek her şeye razı olarak Risalet davasının bir eri olmak.
“İhlas,
amelin değeri, aşk ise amelin feridir.”
Kitabın her
bir bölümü okuyucuyu mest edecek şeyleri barındırıyordu. Bana soracak olursanız
benim kitabın genelinde ağırlıklı hissettiğim duygu ihlas duygusuydu. Sadece
Allah rızası gözeterek yapılan her iş ihlaslı iştir. Zübeyr B. Avvam’ı okurken bu
tanımın dışında ihlas kavramı kafamda yeniden şekillendi. Gerçekten ihlaslı
mıyım diye düşündüm. İhlaslı davrandığımı düşündüğümde bile ihlasımı
kaçırdığımı kitabı bitirdiğimde anladım. Beni en etkileyen kısım Hz. Zübeyr’in
İslam adına ilk kılıç çeken kişi olması ve infakta en önde olup ganimet söz
konusu olunca onu kimsenin görmemesiydi.
“Allah
Resulu: Ey Zübeyr! Ali’yi seviyor musun?
Hz.
Zübeyr: Evet ya Resulullah! Seviyorum hem de çok seviyorum.”
Kitap genel
olarak çok güzeldi. Okumaya doyamadığım, birçok yerde ağladığım ve çok şey
öğrendiğim bir kitap oldu. Okurken hep odamdaki kapı olsa da kapıdan geçip asrı
saadete gitsem dedim. Eğer kapıdan geçip Peygamberimize (sav) ve ashabına
kavuşabilseydim geri de gelmezdim. Kitapta beni en çok üzen kısım Hz.
Zübeyr’in şehit edildiği kısımdı. Şehadetini duyan Hz. Ali, saatlerce Hz.
Zübeyr’in kılıcı ve eşyaları üzerine gözyaşı döktü ve onu kaybetmenin hüznünü
derinden yaşadı. Hz. Ali’nin dostu için ağladığı kısım beni en ağlatan kısımdı.
Peygamber Efendimiz (sav) tarafından övülen bir sahabinin şehit olmasının
verdiği hüznü tüm zerrelerimde hissettim. Kitabı okurken birçok şeyi
bilmediğimi fark ettim ve okudukça mutmain oldum. Umarım sizde kitabı okursunuz
ve parlayan yıldızın aydınlığında dolaşırsınız. Rabbim her işimizde ihlaslı olabilmeyi
bizlere nasip etsin.
Hoşça kalın…
Yorumlar
Yorum Gönder