FARELER VE İNSANLAR

 

                 FARELER VE İNSANLAR

 

Yazar: John STEİNBECK

Yayınevi: SEL

Sayfa Sayısı: 111

Değerlendirme: 8/10

 

Hoş geldiniz, bu yazımda sizlere dostluğun dayanışmanın nasıl olacağını en güzel şekilde gösteren, okurken insanın yüzünde tebessüm oluşturan, değindiği konularla okuru mutlu eden bir kitaptan “Fareler ve İnsanlar” dan bahsedeceğim. Kitap tahlili ve yorumuna geçmeden önce toplumsal olayları gözler önüne seren yazarımızdan bahsetmek istiyorum.

 

John Steinbeck, ırgat bir ailenin çocuğu olarak 1902 yılında California’nın Salinas kentinde doğdu. Çocukluk ve ilk gençlik yıllarında okul dışındaki zamanını çiftliklerde çalışarak geçirdi. Yazarlığa erken yaşta karar veren Steinbeck, 1919 yılında Stanford Üniversitesi’nde yalnızca yazarlığına faydalı olacağını düşündüğü derslere katıldı. Öğrenimini gördüğü altı yıl boyunca birçok işte çalıştı. Yazarımız hepsi baş yapıt olabilecek pek çok eser kaleme aldı. Gazap Üzümleri kitabıyla Pulitzer Ödülünü kazandı. 1962 yılında Edebiyata katkılarından dolayı Nobel Edebiyat Ödülü ile onurlandırıldı. Eserleri güncellikleriyle övgü aldı ve birçoğu sinemaya uyarlandı. Steinbeck 1968 yılında hayatını kaybetti.




“En iyi planları farelerin ve insanların / sıkça ters gider…”

 

Kitap, geçimlerini sağlamak için tarlalarda mevsimlik işçi olarak çalışan iki arkadaşın yaşadıklarını anlatıyor. Bu arkadaşlar birbirlerinden oldukça farklılar. Lennie, cüsseli, kuvvetli, kontrol edilmesi zor olan bir güce sahip ancak zekâ geriliği olan birisi; George ise yapıca zayıf ve küçük ancak zeki, lennie’nin kontrolü ve yönetimini üstlenmiş durumda. Kitapta olaylar iki arkadaşın bir çiftliğe çalışmak için girmesiyle başlıyor.

 

“İnsanın iyi olmak için akla ihtiyacı yoktur. Hatta bana zaman zaman bunun tam tersi olmalı gibi gelir. Çok zeki birini ele al, hemen hiçbir zaman iyi biri olmadığını görürsün.”

 

Kitabı okurken çok keyif aldım. Lennie’nin hayal gücü, George’un her dediğine şüphesiz inanması ve çocuk gibi saf aklı insanı ona karşı merhamet duymaya sevk ediyor. Bu iki arkadaşın hayali o kadar güzel ki: içinde tarların olduğu bir çiftlik evi bahçesinde tavşanlar bulunan herkesin özgürce hareket edebildiği bir ev hayali. Kitabı okurken şimdiki hayallerle geçmişteki hayalleri kıyaslama yaptığımda ne kadar farklı beklentilerimiz ve isteklerimiz var diye düşündüm.

 

“ ‘Artık birlikte, seyahat eden can yoldaşlığı eden pek kimse kalmadı.’ dedi. ‘Nedendir bilmem. Belki de herkes birbirinden korkuyor bu dünyada.’ ”

 

Kitabı okurken George’un sürekli olarak Lennie’ye sahip çıkması, onu diğer insanlardan koruması sürekli dayanışma içerisinde olmaları çok güzeldi okuyucuya dostlar arası iletişim ve dayanışmanın nasıl olması gerektiğini gösteriyordu. Kitapta George’un sorumluluğunun ağırlığını, hislerinin yoğunluğunu ve dile getiremediği yorgunluğu hissediliyordu. Kitabın en beğendiğim özelliği ise yazarın olay örgüsü içerisinde zencileri aşağılama, kötü yaşam koşulları, çalışma hayatının zorluğu gibi toplumsal olaylara da değinmiş olmasıydı.

 

“İnsan çıldırır kimsesi yoksa, dedi. İnsan çok yalnız kalırsa tozutur, hasta olur sonunda!”

 

“Üzülme, bazen mecbur kalır insan.”

 

Genel olarak kitabı beğendim hatta keşke biraz daha uzun olsaydı dedim. Akılda çok hoş bir tat bırakan bir kitaptı. Hüzün dolu bir hikayeydi. Kitap bittiğinde belli bir süre bakakaldım ve neden dedim. Mecburiyet mi? Bıkkınlık mı? Çaresizlik mi? Neden? Belki de hepsi sebep oldu böyle bir sona. Sonu için bir şey söyleyemeyeceğim umarım sizde okur benim cevap veremediğim bu soruya cevap bulabilirsiniz. Sözlerimin sonuna gelirken yazımı kitabı bitirdiğimde aklıma gelen bir şiir ile Oscar Wilde’ın “Herkes öldürür sevdiğini” şiiriyle sonlandırıyorum.

 

Oysa herkes öldürür sevdiğini

Kulak verin bu dediklerime

Kimi bir bakışı ile yapar bunu

Kimi dalkavukça sözler ile

Korkaklar öpücük ile öldürür

Yürekliler kılıç darbeleriyle

 

Kimi gençken öldürür sevdiğini

Kimi yaşlıyken

Şehvetli ellerle boğar kimi

Kimi altından ellerle

Merhametli kişi bıçak kullanır

Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur

Kimi yeterince sevmez kimi fazla sever

Kimi satar; kimi de satın alır

Kimi gözyaşı döker öldürürken

Kimi kılı kıpırdamadan

Çünkü herkes öldürür sevdiğini

Ama herkes öldürdü diye ölmez.

 

Hoşça Kalın…

 

Yorumlar

Popüler Yayınlar