GÖZLERİNİ SIMSIKI KAPAT

 

           GÖZLERİNİ SIMSIKI KAPAT

 

Yazar: John VERDON

Yayınevi: Koridor

Sayfa Sayısı: 566

Değerlendirme: 8/10

 

Hoş geldiniz, bu yazımda sizlere sürükleyici, heyecanlı, ince ince işlenmiş detayları bol ama okuması zevkli bir kitaptan “Gözlerini Sımsıkı Kapat” tan bahsedeceğim. Kitap tahlili ve yorumuna geçmeden önce eseri için emek veren yazarımızdan bahsetmek istiyorum.

 John Verdon, 1942 yılında Amerika’da doğdu. Uzun yıllar reklam sektöründe çalıştı. Reklam sektöründe başarılı bir iş yaşamı sürdükten sonra emekli olan yazarımız eşiyle birlikte Dave Gurney polisiye serisini yaratmak için son derece sakin, huzurlu bir çevrede, New York dışındaki kırsal bir bölgede yaşamaktadır. Polisiye serisi yirmi dört dilde yirmi beş ülkede yayımlandı. Pek çok ülkede uzun süre çok satanlar listesinde kaldı.




“Kendi başımıza keşfettiğimize inandığımız şeylerin güvenilirliğine büyük itimat duymamız zihnimizin garip bir oyunudur.”


Jillian Perry ve Ashton Scott evlenmeye karar verir. Konuklar düğünün yapılacağı evin bahçesinde toplanmıştır. Gelin ve damadın mutluluklarını kaydetmesi için tüm kameralar kayıttadır. Her şey oldukça güzel ilerler ta ki gelinin başı kesilip cinayete kurban gidene kadar. Emekli dedektif Dave Gurney kitap boyu sır gibi işlenen bu cinayeti çözmeye çalışır.

 

“Sahtekarlığın nasıl ince ince işlendiğini görmek, neredeyse sahtekarlıktan bile rahatsız ediciydi.”

 

“Eğer gerçekler birbiriyle çelişiyorsa, bu bazılarının gerçek olmadığını gösterir.”

 

Kitap oldukça heyecanlı ilerledi. Sürekli olarak acaba katil kim? Neden böyle vahşice bir şey yaptı? gibi sorularla kitabı okudum. Kitabı okurken genel olarak dedektiften önce düşünmeye çalıştım. Farklı bir bakış açısıyla bakayım dedim tabi ki yapamadım düşündüğüm ve kafamda kurduğum şeyler dedektifin bakış açısının yanından bile geçmiyordu. Kitabın kurgusu işleyişi gerçekten ustalıkla yazılmıştı. Kitabı okurken sanki Amerikan polisiye dizisi izliyormuşum gibi hissettim. Kitapların bu özelliklerine bayılıyorum kişileri, ortamı, olayı her şeyi hayalinde canlandırıyor olmak ve zihninde şehirleri evleri, karakterleri kuruyor olmak bana mutluluk veriyor.

 

“Hayal ettiklerimiz karşımızda cisimlenen gerçeklikten çok daha kötüdür.”


Bence ayrıntısı bolca olan cinayet/polisiye yazan yazarların potansiyel katil olabileceklerini düşünüyorum. Onları katil olmaktan kurtaran şey eğitimleri ve yönelimleri. Kitabı okurken bunu çok düşündüm. Bir cinayet işlense en ince ayrıntısına kadar ne yapacağını bilen bir yazar var, bunu düşünmüş zihninde kurgulamış ancak sadece yazıya dökmüş. Böyle düşününce insanın içinde kötü yönünün var olduğunu ve iyi yönlerin bu kötü yönleri bastırdığını, kişiyi yaptığı fiilden dolayı ceza almak yerine ödül alacak duruma getiren şeyin zekâ ve iyilik olduğunu düşünüyorum.

 

“Bir şeyi kaybetmenin verdiği acıya bakarak onun bizim için ne derece değerli olduğunu anlarız.”

 

Kitabı genel olarak beğendim. Oldukça akıcı ve hızlı ilerledi. Kitapta beğenmediğim tek şey yazarın başrol olan David Gurney’i yüceltmek ve onu ön plana çıkarmak için elinden geleni yapmasaydı. Koskoca kitapta New York Polisi, savcısı ve dedektiflerinin göremediği, bulamadığı, fark edemediği, gözden kaçırdığı ne varsa hepsini David Gurney bulup halletti. Bu açıdan eleştirsem de kitabı zevkle okudum. Kitabın sonu için birçok senaryo düşünmüştüm ancak asla böyle biteceğini düşünmemiştim. Ben kitabı heyecanla okudum ve beğendim umarım sizde okur zihninizde kurduğunuz şehirlerde ana karakterle birlikte dolaşırsınız.

Hoşça kalın…

Yorumlar

Popüler Yayınlar