SİLO
SİLO
Yazar: Hugh HOWEY
Yayınevi: İthaki
Sayfa Sayısı: 566
Değerlendirme: 9/10
Hoş geldiniz, bu yazımda sizlere beni yazarıyla
tanıştıran, kurgusu çok güzel olan, heyecanlı ve sürükleyici anlatımıyla yazarın aklına
böyle bir şey yazma fikri nereden gelmiş diye hayret ettiğim bir kitaptan “Silo”
dan bahsedeceğim. Kitap tahlili ve yorumuna geçmeden önce kıymetli
yazarımızdan bahsetmek istiyorum.
Sekiz yıl boyunca yat kaptanı olarak çalıştıktan sonra
çocukluk hayali olan yazarlığı yapabilmek için kitapçıda çalışmaya başlayan
Howey, Wool serisinin temelini atan ilk kısa öyküyü 2011 yılında orada
çalışırken yazdı. Amazon'un doğrudan yayıncılık sistemi ile internet üzerinden
e-kitap olarak yayınladığı öykü, okurlar tarafından çok büyük bir ilgi gördü ve
yazar, sonraları dört kısa kitap daha yazarak toplam beş bölümden oluşan
Silo'yu tamamladı. Eser kısa bir süre sonra New York Times'ın çoksatanlar listesine
adını yazdırdı ve ünlü yönetmen Ridley Scott kitabın film haklarını aldı.
“Gençliğin, yaşadıkları yerin zorluklarıyla henüz yüzleşmemiş ruhların, toprağın dört bir yandan yaptığı baskıyı henüz hissetmeyenlerin, zihinlerinde tamamen gömülmemiş olanların, yani hâlâ yaşayan kişilerin kahkahasıydı bu.”
Kitap, zehirli atmosfer sebebiyle yer altında yaşamak
zorunda kalan insanlardan bahsediyor. Bu yerde eski dünyaya dair bir şey
konuşmak yasak, eski zamanlardan kalma bir eşya bulundurmak yasak. Herkes
dışarıyı bir kameranın yansıttığı görüntülerin gösterildiği dev ekrandan
görebiliyor. Kimisi görünen görüntünün yalan olduğunu, dışarının güvenli ve çok
güzel olduğunu söylese de kimi de ekranda harap olmuş manzaranın doğruluğuna
inanıyor. Silodan dışarı çıkmak serbest ancak geri dönüşü yok. Dışarı çıkmak
için geri dönüşü olmayan şu sözleri söylemeniz yeterli: “Dışarı çıkmak
istiyorum.” İşte kitapta dışarı çıkmak istememesine rağmen dışarı gönderilen
Juliette’in yaşadıklarını anlatıyor. Dışarı çıkar çıkmaz ölmesi beklenen
Juliette şehre doğru giderek kameranın kadrajından çıkıyor ve silo tarihi
boyunca hiç yaşanmamış bu olayla birlikte maceralar başlıyor.
“O iyi bir adamdı, ancak kalbi kırıktı. Bu da
en iyilerini bile alaşağı eder.”
İlk defa kitabını okumadan önce dizisini izlediğim bir
eser oldu. Dizisini çok beğendim ve seriyi okumaya karar verdim. Dizi, kitabın
ortamını çok güzel anlatıyordu, bu anlamda benim için iyi oldu kitabı okurken
dizideki ortamı hayal ettim. Ancak yine de acaba önce kitabını okusaydım
hayalimde nasıl bir ortam canlandırması yapardım diye merak etmekten kendimi
alamadım işin kötü yanı bu kitap için siloyu yeniden hayal etme şansım artık
kalmadı. Önce diziyi izlediğim için okurken istemsizce kitapla diziyi karşılaştırıp
durdum. Hem dizisini izlemiş hem kitabını okumuş biri olarak söylüyorum
kesinlikle önce kitap okunmalı. Kitap diziye göre oldukça heyecanlıydı daha
fazla olay ve daha farklı bir anlatım vardı.
“Böyle yaşamak için yaratılmadık.”
Okuyunca aklıma Platon'un mağara benzetmesi geldi. Siloda
kalan insanlar gerçekten zincirli gibiydiler ve onlara ne deniyorsa doğru
zannediyorlardı, sadece birkaç kişi bu işte başka bir iş olduğunu ve
araştırmadan görmeden körü körüne bağlanmamak gerektiğini savunuyordu.
Savunanlar da ölüme mahkûm ediliyordu. Aslında bizler de bize sunulan fikirleri,
önerileri ve düşünceleri akıl süzgecimizden geçirmeli ve düşünce yapımıza,
yaşam şeklimize, inançlarımıza uyuyorsa kabul etmeliyiz. Bu kitaptan anladığım
şey: Ne olursa olsun sorgulamak. Sorgulamak kötü görülmemeli bence, çünkü
sorgulamak bilinmeyeni öğrenmeye vesile, bilineni de daha iyi anlayıp kalbin
mutmain olması için olması gereken en önemli şey.
“Hepsi de onun gibi insanları ölüme göndermek
için tasarlanmış bu tezgâhları, kusursuzca çalışan bu aletleri takdir
edebilmesi ise daha da garipti.”
Genel olarak kitabı beğendim. Bazı sahneler heyecanı
azalttığı için yazılmasa daha iyi olurdu dedim ama onun dışında heyecanlı ve
akıcı bir kitaptı. Kurgusunu çok beğendim. Silo yönetiminde adalet kavramının herkes
için aynı olmadığı, bazı insanlar için daha farklı bir adalet uygulandığı çok
güzel anlatılmıştı. Ben severek okudum umarım sizlerde severek okursunuz.
Bakalım serinin ikinci kitabında neler olacak. Siloları neden kurmuşlar? Kim
kurmuş? Ne amaçla kurulmuş? Hepsinin cevabı ikinci kitapta. Serinin ikinci
kitabında görüşmek üzere.
Hoşça kalın…
Yorumlar
Yorum Gönder