YABANCI

 

                                     YABANCI

 

Yazar: Albert CAMUS

Yayınevi: Can

Sayfa Sayısı: 110

Değerlendirme: 10/10

 

Hoş geldiniz, bu yazımda sizlere iyi ki okumuşum dediğim, daha önce okumadığım için pişmanlık hissettiğim, yaşamı, hayatı ve imanı benim için daha anlamlı kılan, beni yazarla tanıştıran, saçma felsefesini harika bir şekilde anlatan bir kitaptan “Yabancı” dan bahsedeceğim. Kitap tahlili ve yorumuna geçmeden önce Nobel Edebiyat Ödülü almış yazarımızdan bahsetmek istiyorum.

Albert Camus, 1913 yılında Cezayir’de dünyaya geldi. Cezayir Üniversitesi’nde sürdürdüğü felsefe öğrenimini sağlık nedenleriyle yarıda bıraktı. 1938 yılında Paris’e gitti, ilk yapıtlarını bu dönemde yayımladı. Edebiyat dünyasına asıl girişini, 1942 yılında yayımlanan Yabancı adlı romanı ve Sisifos Söyleni adlı felsefi denemesi belirledi. Birbirini tamamlayan bu iki yapıtta, varoluşçu izler taşıyan “saçma” felsefesini geliştirdi. Mutlu Ölüm ve İlk Adam adlı romanları ölümünden sonra yayımlandı. 1957’de Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü. Camus, 1960 yılında bir trafik kazasında yaşamını yitirdi.



“Hayatımın anlamının kalmamasını ister misiniz?”

Kitap, Meursault’un annesinin ölümü ve onu defnetmesiyle başlıyor. Ne ölen annesini son kez görmek istiyor ne de cenazede bir damla gözyaşı döküyor. Sadece vazifeymiş gibi gittiği cenazeden hemen evine dönüyor ve hayatına devam ediyor. Başlarda karakterin başına çok büyük bir travma gelmiş de o sebeple böyle duygusuz ve duyarsız zannediyordum ancak okudukça karakterinin böyle olduğunu anladım. Yazar karakter üzerinden saçma felsefesini o kadar güzel anlatmış ki saçma felsefesini ilk duyduğumda acaba ne demek diye düşünmüştüm. Kitabı okudukça hayatın kendisinin saçma görüldüğü bir felsefe olduğunu anladım.

 

“İnsan eninde sonunda her şeye alışır.”

 

Kitabı okumaya başladığımda belli bir süre adapte olamadım. Neden böyle davrandığına bir anlam veremedim. Sürekli, eski zamanı anlatıp neden böyle garip bir insan olduğunu anlatacak sandım ama okudukça her şeyi boş vermiş, hiçbir şeyi umursamayan ve iradesini kullanmayan bir insan olduğunu anladım. Meursault’un pervasızlığı, vurdum duymazlığı aşırı yorucu bir şeydi.

 

“Onu bundan dolayı suçlayamayız. Elde etme gücüne sahip olmadığı bir şeyden yoksun diye yakınamayız.”

 

Kitabı okudukça iyi insan, kötü insan, ahlak, etik ve din üzerine düşündüm. Hayata değer verdikçe, yaşamayı sevdikçe ya da uğruna yaşayacak bir fikre sahip olunca insan için yukarıda saydığım kavramlar anlam buluyor. Eğer hayat sevincin yoksa, muhatap aldığın insanlar üzülüyor mu seviniyor mu onları kırıyor muyum mutlu mu ediyorum gibi düşünceler insan için hiçbir şey ifade etmez. Hayattaki diğer şeyler gibi bunlarda saçma gelir. Baş karakter o kadar hayata ve her şeye değer vermeyen bir insan ki saçma felsefesi bir insan olsa kesinlikle bu karakter olurdu.

 

“Binde bir şans, birçok şeyi yoluna koymak için yeterliydi.”

 

Bu kitapla birlikte iman kavramı zihnimde daha da oturdu. İmanın ne işe yaradığını, bana neler verdiğini, neler hissettirdiğini ve benim nasıl davranmam gerektiğine dair bana yol çizdiği için hayatımı nasıl düzenleyici bir olgu olduğunu daha iyi anladım. Herhangi bir dine sahip olmayan bireyler için hayatın çok daha zor olduğunu anladım. Çünkü onlar için hayatı düzenleyen ya da iyiye sevk edip kötüden meneden bir fikrin olmaması hayatı daha zor kılıyor. Bu iki zıtlığı görüp inançlarımı perçinlediği için bu kitabın bendeki yeri çok farklı oldu.

 

“İnsan bilmediği konularda hep abartılı fikirlere sahip olur.”

 

Genel olarak kitaba bayıldım. İradesiz bir karakter yazarak irade kavramını, insanı insan yapanın iradesi olduğu çok güzel anlatılmış. Felsefi bir roman okumayı çok sevdim. Saçma felsefesini bir karakter üzerinden anlatmış olması daha çabuk anlamamı sağladı. Kitapta değiştirmek istediğim o kadar çok yer vardı ki ancak ben değiştirmiş olsam kitap malum felsefeyi anlatıyor olmazdı bu sebeple kitap için eleştirilecek hiçbir şey bulamıyorum. Umarım sizlerde bu kitabı okursunuz ve hayatınızın anlamını, yaşamanın güzelliğini ve irade kullanmanın ne kadar önemli olduğunu anlarsınız.

Hoşça kalın…

Yorumlar

Popüler Yayınlar