TEPENİN LANETİ
TEPENİN LANETİ
Yazar: John VERDON
Yayınevi: Koridor
Sayfa Sayısı: 462
Değerlendirme: 7/10
Hoş geldiniz, bu yazımda sizlere yazarın diğer eserlerini
severek okuduğum o sebeple bu kitabı da merakla okuduğum, beni yanıltan ve sonu
tahmin edilemeyecek kadar ters köşe olan bir kitaptan “Tepenin Laneti” nden
bahsedeceğim. Kitap tahlili ve yorumuna geçmeden evvel yazarımızdan bahsetmek
istiyorum.
“Bugünkü eylemleriniz yarınki yaşamınızın nasıl olacağını belirler.”
Kitap, Larchfield’ın en zengini olan Angus Russell’ın
öldürülmesinden bahsediyor. Russell’ın düşmanı Billy Tate diğer insanların
tabiriyle tam bir baş belası ve herkes katilin tate olduğunu düşünüyor. Olay
yerinde bulunan bulgular bu düşünceyi doğrulasa da bir sorun var: Billy Tate
olay gecesinden bir gece önce yıldırım çarpması sonucu kilisenin çatısından
düşüp ölüyor. Polis inceleme yaptığında tate’in tabutunu içten kırıp morgtan
çıktığını tespit ediyor. Kasabada yürüyen ölü söylentileri ve işlenen
cinayetlerle olaylar silsilesi başlıyor.
“Hepimiz geçmişin yansımalarıyla boğuşuruz.”
“Önce dinlemeyi öğren sonra da öğrenmek için
dinle.”
Kitapta olaylar çok hızlı başladı. Önceki kitaplarda ana
karakter yardımını isteyen kim olursa olsun bir düşünür olayın getirisini ve
dahil olup olmamasıyla ilgili düşünme süreci geçirirdi ancak bu kitapta Dave
Gurney hiç düşünmeden kabul etti ve olaylar hızla gelişti. Bu kadar hızlı bir
girişin olması olaylara uyum sağlayamadan konunun ilerlemesine sebep oldu. Çoğu
yerde ne neydi diye geri dönüp tekrar okuduğum bölümler oldu. Ancak ne kadar
hızlı başlarsa başlasın Klasik Dave Gurney serisinin heyecanı ve merakı kitabı
zevkle okuttu.
“Beynin en önemli gücü olan ani bağlantılar yaratabilme
yeteneği aynı zamanda en büyük zayıflığı da olabilir.”
Aynı yazarın seri olan kitaplarını okumak çok güzel.
Tanıdık mekanlar, tanıdık simalar ve önceki kitapta yaşanan olaylara atıfta
bulunmalar okuma zevkini arttırıyor. Sanki mahalle sakiniymişsin de sizin
mahalleyi anlatıyorlarmış gibi bir his.
Yazarın bu kadar tanıdık sima ve geçmiş olaylara atıfta
bulunmasına rağmen baş karakter olan Dave Gurney’in geçmişinden bahsetmiyor
olması okurken biraz eksik hissettiriyor. Eşiyle nasıl tanışmış, ailesi
nasılmış, ailesiyle olan ilişkisi nasılmış? Bu gibi sorulara doyurucu bir cevap
verilmiyor. Kitabı okurken satır aralarında annesinden bahsedilince geçmişine
olan merakım gittikçe arttı. Bence yazar ya güzelce anlatmalıydı ya da bu
konulara hiç girmemeliydi.
“Başta hiçbir anlam ifade etmeyen hususlar,
genellikle sonda bize en çok şeyi anlatan veriler halini alır.”
“Söylenti denilen şey aslında bir çeşit
toplumsal zehirdir.”
Genel olarak kitabı beğendim. Tahminlerimin çok aksi bir
sonuç çıktı. Ters köşe kitap okumak isteyen olursa tavsiye ederim. Ama bana
soracak olursanız yazarın diğer kitaplarında daha hissedilir bir heyecan ve
gerilim olurdu bu kitap diğerlerine kıyasla daha az heyecanlıydı. Yine de
okuması gayet zevkli ve akıcı bir kitaptı. Umarım sizlerde severek okursunuz.
Hoşça kalın…
Yorumlar
Yorum Gönder